More Cool Stuff At POQbum.com


 
TERT BABASI DERBEDER ALEMİ
SOKAKTAKİ TERTLİ İNSANLARA SEVDALIYIM  
  ANA SAYFA
  İLETİŞİM
  RESİMLER
  DERBEDER
  GEÇMİŞE DAİR GECE YARGICI 06ABY34
  06ABY34 VİDEO
  GECE YARGICI MP3
  Forum
  Galeri
  Gazete
  Haberler
  Top liste
  Ziyaretçi defteri
  Anketler
GEÇMİŞE DAİR GECE YARGICI 06ABY34
ABDULLAH ÇATLI'NIN EŞİ O ÇANTAYI ANLATTI
Abdullah Çatlı'nın eşi o çantayı anlattı


08 Şubat 2009 13:19
Ergenekon tutuklusu Sami Hoştan Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı'nın çantası bende dedi. Peki o çantanın içindeki ajanda neredeydi. Çatlı'nın eşi ilk kez konuştu...

Abdullah Çatlı’nın 13 yıldır konuşmayan eşi Meral Çatlı, sessizliğini ilk kez bozdu ve kayıp ajanda konusunda konuştu. Çatlı, “Ajandayı eşimin çantasını boşaltanlar bilir” dedi.

Hürriyet.com.tr'nin haberine göre; Susurluk kazasından sonra Cumhuriyet Savcılığı tarafından Abdullah Çatlı’nın eşyaları diye kendilerine teslim edilenlerin tam listesinin yayımlandığını belirten Meral Çatlı, eşinin boş çantasının da kimseyi ilgilendirmemesi gerektiğini söyledi.

BANA ÇANTAYI GETİRDİLER

Yıllardır eşi ile ilgili iddialara cevap vermeyen ve suskunluğunu koruyan Meral Çatlı, Sami Hoştan’ın “Çatlı’nın çantası bende” açıklamasından sonra şöyle konuştu:

“Eşimin vefatından sonra onun şahsi eşyaları bize teslim edildi. Biz onları biliriz. Kazadan sonra Sami Hoştan eşimin çantasının içinde otomobil satışından alınan para ve kızıma ait kolyeyi getirdi. Boş çantayı da onun hatırası olarak saklamak istediğini söyledi. Biz de kendisine o çantayı verdik. Boş çantayı kendisine vermemiz kimseyi ilgilendirmez. Aslında bu konularda da kimseyle konuşmak da istemiyorum.”

EŞİMİN AJANDASI VARDI

Meral Çatlı, eşinin ajandasının bulunduğunu ancak bu ajandada neler yazılı olduğunu bilmediğini belirtti. Çatlı, bu ajandanın nerede olabileceği konusundaki soruya şu karşılığı verdi:

“Kocamın çantasının içi kazadan sonra boşaltıldığına göre, bunu kim boşalttıysa ajanda da onlardadır.
Cumhuriyet Savcılığı tarafından eşimin eşyaları diye teslim edilenler arasında çanta, ajanda yoktu.”

Meral Çatlı, Ergenekon Davası'nın tutuklu sanığı Sami Hoştan’ın boş çantanın kendisinde olduğuna ilişkin sözlerinin doğru olduğunu belirtti. Çatlı, kendisi ve kızlarına atfen bazı gazetelerde Hoştan’ın çanta ile ilgili sözlerinin doğru olmadığına ilişkin haberleri yalanladı. Meral Çatlı, “Ben kimseye ‘çanta-manta görmedim’ demedim. Ancak, bizimle görüşülmemesine rağmen, görüşülmüş gibi böyle yazdılar” dedi.

 SIRRINI GÖLGESİYLE BİLE PAYLAŞMAZDI

Abdullah Çatlı’nın kayınbiraderi Nihat Aydoğan, kardeşi Meral Çatlı’nın, eşinin vefatından sonra onun çevresinde olan kişilerle yıllardır yüz yüze gelmediğini, telefonla konuşmadıklarını, kimseyle de bir ilişkilerinin olmadığını belirtti.

Aydoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

Biz ne valiz, ne çanta derdindeydik. Bunların teslimi devletin görevidir. Biz, teslim edilenleri biliriz. Çantanın içinden bir şeyler alındıysa bunu bulmak da devletin görevidir. Abdullah Çatlı sırrını gölgesiyle bile paylaşmayan bir insandı. Kardeşimin çantanın içindekilerini bilmesi mümkün değil.”

AJANDA VE ÇANTA İÇİN NE DEDİLER?

Abdullah Çatlı’nın çantasının ve bu çanta içindeki ajandasının kayıp olduğunu Çatlı’nın yakın arkadaşı Haluk Kırcı gözaltına alındığı 1999 yılında Emniyet Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’ndeki sorgusunda söyledi. O günden sonra bir çok sorguda Çatlı’nın kayıp çantası soruldu.

Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve halen bu davanın tutuksuz sanığı olan “Drej Ali” olarak tanınan Ali Yasak, sorgusunda kendisine Çatlı’nın kayıp çantasının sorulduğunu söyledi. Ali Yasak, “Ben bu çantayı ne kaza yerine gittiğimde gördüm, ne de duydum. Sami Hoştan’ın bu çantanın kendisinde olduğunu duruşma sırasında söylemesine memnun oldum” dedi.

Sami Hoştan’da kaldığı Silivri cezaevinden Hürriyet’e gönderdiği mektupta, çantanın içinde para ve kolye bulunduğunu, bunları Çatlı’nın ailesine teslim ettiğini, ancak ajanda konusunda bilgisinin olmadığını belirtti. Hoştan, “Çatlı, bütün olayları yapmış ve kaybolan çantada olan günlüklerde yaptıkları yazılıdır diye çıkan yalan haberlerin önünü kesmek için o açıklamayı yaptım. Haluk Kırcı da bilir ki Abdullah Çatlı günlük tutmazdı. Bunu Haluk Kırcı da bilir. Ancak Haluk Kırcı’nın hangi koşullar altında bunları ifadesinde söylediğini bilmiyorum. Öyle sanıyorum ki Kırcı bu konuda açıklama yapar” dedi.



Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında çapraz sorgusuna geçilen tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük, müdahil avukatlarından Özkan Yücel'in soruları karşısında zaman zaman ses tonunu yükselterek, "Cevap vermiyorum. Kasıtlı olarak gelmiş, bozguncu biri olduğu için cevap vermiyorum" dedi. Küçük'ün çapraz sorgusu sırasında salonda zaman zaman gergin anlar yaşandı.
Duruşmada emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi. Çapraz sorgu sırasında söz alan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, "Örgüt dokümanının çok olduğu bu davada dokümanların önemli bir kısmı sizde ele geçirildi. sizde kabul ettiniz. Katıldığınız toplantılar ve kabul ettiğiniz dokümanlara ilişkin yaptığınız açıklamalar bizi tatmin etmedi. Açıklamalarınıza başka bir şey eklemek ister misiniz?" şeklinde sorusuna Küçük, "Gerekli açıklamayı yaptım, geçerlidir" diye
yanıt verdi.
Pekgüzel'in, "Almanya'da bir dergide sizin verdiğiniz şeklinde bir demeç yer aldı ve o demeçte darbeye ilişkin ifadeler vardı. Konuyla ilgili dergiden Talip Doğan Kanlıbel'i tanık olarak dinledik. Siz dergide yer aldığı gibi bir demeç verdiniz mi? Ya da demece ilişkin bir tekzipte bulundu mu? Şeklindeki sorusuna ise Küçük, "Hayır ben öyle bir demeç vermedim" diye cevap verdi.
Pekgüzel'in, "Şener Eruygur'u tanıyor musun" şeklindeki sorusunu Küçük, "Hayır diye yanıtladı" diye cevap verince Pekgüzel, "Şener Eruygur ile telefon görüşmeleriniz var ve ajandanızda bu kişi ile görüşme yaptığınıza ilişkin notlar var" dedi. Bunun üzerine Küçük, "Şener Eruygur'u tanırım. Komutanlığımı yapmıştır" dedi.
Daha sonra Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın Veli Küçük'e, "Sami Hoştan ve Sedat Peker'i çıkar amaçlı suç örgütü lideri kabul etmiyorum" dediniz. Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz" diye sordu. Küçük ise "Siz neye dayanarak söylüyorsanız, benle öyle söylüyorum" diye yanıt verdi. Bunun üzerine Taşkın, "Biz mahkeme kararlarına ve yapılan yargılamalara dayanarak bu kişiler hakkında iddianamede "çıkar amaçlı suç örgütü lideri" terimini kullandık" deyince Küçük, "Ben kabul etmiyorum" diye konuştu.
Daha sonra müdahil Cumhuriyet Gazetesi avukatlarından Bülent Utku'nun, "İfadenizden anladığımız kadarıyla bir gazete alacak kadar maddi gücünüz yok. Cumhuriyet Gazetesi'nin satın alınmasına ilişkin bir toplantıya niçin katıldınız?" şeklindeki sorularına Veli Küçük, "Gerekli bilgiyi verdim. Cevap vermiyorum" diye yanıt verdi.
Daha sonra müdahil Şebnem Korur Fincancı'nın avukatı Özkan Yücel, Veli Küçük'e sorular yöneltti. Yücel'in soruları sırasında salonda sık sık gergin anlar yaşanırken, Veli Küçük Yücel'in tüm sorularını yanıtsız bıraktı. Küçük, Yücel'in soruları karşısında zaman zaman ses tonunu yükselterek, "Cevap vermiyorum. Kasıtlı olarak gelmiş, bozguncu biri olduğu için cevap vermiyorum" dedi.
Yücel'in sorularına Veli Küçük'ün avukatları sık sık itiraz etti. İtirazlar sırasında salonda gergin anlar yaşanırken, Küçük'ün avukatları, "Özkan Yücel'in Genel Kurmay tarafından açıklanması takdirde suç oluşturacağı belirtilen ajanda dökümlerini okuyor. Bu şekilde suç işliyor. Mahkemenin buna engel olmasını talep ediyoruz" dedi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, "Ajandaya ilişkin soruları sorma. Başka soruya geç" dedi. Özkan Yücel, Başkan Köksal Şengün'ün, ajandaya ilişkin soru sorulmayacağı yönündeki kararına itiraz edince Yücel ile Şengün arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Avukat Yücel, daha sonra sorularına devam etti. Yücel'in tüm soruları Veli Küçük tarafından cevapsız bırakılırken, Yücel tekrar ajanda içeriğine ilişkin soru sorunca Mahkeme Başkanı Köksal Şengün müdahale etti. Bunun üzerine Yücel, "Az önce
ajanda ile ilgili soru sormayın dediniz. Elli tane ajanda var. Ben hiçbiriyle ilgili soru sormayacak mıyım? Ben sorumu sorayım siz kabul etmeyin. Ben salondan çıkıp gideyim. Bu mudur" şeklinde mahkemeye tepkisini dile getirdi.
Daha sonra Mahkeme Başkanı Şengün, "Mahkeme ile tartışmaya girmeyin. Olayı germenin anlamı var mı? Davadaki konumunuz belli. Konumunuzu dikkate alarak soru sorun" deyince Yücel, "Konumumu biliyorum. Müdahil avukat sırasında oturuyorum" diye Şengün'e yanı verdi.
Bazı sanıkların oturduğu yerden Yücel'in sorularına itiraz etmesi üzerine Mahkeme Başkanı Şengün, "Sizi dışarıya atmak sorunca bırakmayın beni. Karşıt düşünceleri de dinlemeyi öğreneceksiniz" şeklinde uyardı.
Bu sırada söz istemek için ayağa kalkan Sami Hoştan'ı gören Veli Küçük, Hoştan'a bakarak el işareti ile oturmasını istedi.
Daha sonra Yücel, Veli Küçük'e Susurluk ile ilgili sorular yöneltmek istedi. Ancak Mahkeme Başkanı Şengün, Küçük'ün avukatlarının itirazlarını dikkate alarak Küçük'ün bu konu ile ilgili açıklamalar yaptığını ve bu konu ile ilgili soru sorulmamasını istedi.
Duruşmada söz alan Şebnem Korur Fincancı'nın avukatlarından Ali Koç, "Ajanda ile ilgili soru sorulmasına izin vermediniz. Eğer ajandada ki bilgiler aleni yargılamada okunmayacak kadar gizli ise dava dosyasında çıkarılmasını talep ediyorum" dedi.
Daha sonra tutuklu sanıklardan avukat Kemal Kerinçsiz, Küçük'e sorular yöneltti. Kerinçsiz'in ilk iki sorusuna avukat Özkan Yücel, söz alarak sorularda yönlendirme olduğunu belirterek itiraz etti. Kerinçsiz daha sonra sorularını sormaya devam etti. Kerinçsiz'in, "Hrant Dink'in Şişli Adliyesi'nde görülen Türklüğe hakaret davasında neden oradaydınız?" şeklindeki sorusuna Küçük, "Tesadüfen oradaydım, bir kalabalık vardı. Ne olduğunu sordum. Hran Dink'in duruşması olduğunu söylediler. Bende arabamdan inerek
adliyeye girdim. Adliyedeki polisler beni tanımazlar, üzerimde silahım, arkamda da korumalarım olmasına rağmen beni aramadılar. Adliyeye girdim ve beş dakika sonrada ayrıldım" diye yanıt verdi.
Kemal Kerinlfck'e sorular y i Küçük'e sorular yöneltti. Yücel'in soruları öneltti. Yücelçsiz'in Alparslan Arslan gözaltındayken bir gazeteye verdiğiniz röportajda Muzaffer Tekin için "Onu Süleyman olarak tanırdım" diyerek Alparslan Arslan'ın Süleyman Esen ismini vermesi için mesaj gönderdiniz mi?" şeklindeki sorusuna Küçük, "Hayır" diye cevap verdi.
Kerinçsiz'in Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombalara ilişkin sorularına ise Küçük, "Benim hayat felsefeme ters" diye cevap verdi.
Öte yandan, Küçük'ün çapraz sorgusu sırasında sorularını yönelten Cumhuriyet Savcılarına ve müdahil avukatlara bakmadığı ve başka yöne baktığı görüldü.
Küçük'ün çapraz sorgusuna ara verilirken, duruşmada şu sıralar mahkeme heyeti sanıklar ve avukatlarının taleplerini dinliyor.

TERT BABASI DERBEDERİ  
  Daha hiç link yok!

Senin linkin burada olsun mu?
O zaman buraya kaydını yaptır:
=> Kayda git
 
SİNAMADA BU HAFTA  
   
SON DAKKA HABERLERİ  
   
HAVA DURUMU  
   
Şevkioğlu İNŞAAT EMLAK - GİRİŞ  
 
İLETİŞİM
SATILIK DAİRELER
SATILIK ARSALAR
SATILIK ARABALAR
 
GECE YARGICI 1207 ziyaretçiSİLİCİ42


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol